top of page

Kendi yarattığına aşık olan Kral Pygmalion

  • Yazarın fotoğrafı: Barış Bal
    Barış Bal
  • 24 Ara 2023
  • 1 dakikada okunur

“If you gods can give all things, may I have as my wife, I pray… one like the ivory maiden.” ~Pygmalion


Eski bir kıbrıs efsanesine göre bir zamanlar Pygmalion adında bir kral varmış.


Bu kralımız doğru kadını bulmakla oldukça problem yaşar bir türlü o mükemmel kadını bulamazmış.

Tanıştığı kadınlar bencil ve kaba çıktığı için umutsuzluğa düşüp kendini gece yarılarına kadar barlarda sarhoş ayyaş gezerken bulurmuş

bir gün yeter ulan kendime çekidüzen verme zamanım geldi diyerek sanata atılmış ve heykeller yapmaya başlamış

Kendi el becerileri okadar gelişmeye başlamış ki bir süre sonra düşünüp dünyanın en güzel kadın heykelini yapmalıyım demiş.

Ve çalışmaya başlamış

aylarca çalışmış üzerinde ince ince kazımış o kayadan hayallerindeki kadını

ve heykel bittiğinde hayallerindeki güzel kadın gözlerinin önündeymiş

ve onu okadar sevmiş ki ona bir de isim vermiş ve parmağına bir yüzük bile takmış

Galatea

bu kadın heykeli okadar güzelmiş ki Pygmalion yarattığı şeye aşık olmuş


Sir Edward Burne-Jones, Pygmalion and Galatea III: The Godhead Fires, oil on canvas, 1875–1878, Birmingham Museum and Art Gallery, Birmingham, England, UK. Detail.


Her yıl döneminde kutlanan ve ona adaklar adanan Tanrı Afrodit festivalinde sunağın yanına giderek eğer siz tanrılar bana istediğim her şeyi verebilecekseniz Galatea ya hayat verin der

ve festivalden sonraki gün umutsuz aşık eve gelerek Galatea nın dudaklarını öper ve birden sert taşın yumuşak bir dokusu olduğunu hissederek damarlarından kan aktığını görür

Galatea ışığı ilk defa görür gözlerini açarak yaratıcısına sarılır

Tanrı afrodit bu çiftin mutluluğunu görerek onlara bir çocuk bağışlar ve çocuklarının adına Paphos der.

Paphos bu gün güney kıbrısta hala bilinen bir şehirdir.

kaynakça

 
 
bottom of page